ADET KANAMASI DÜZENSİZLİKLERİ

ADET KANAMASI  DÜZENSİZLİKLERİ

 

 

Menstrüasyon (adet kanaması), rahim iç zarını kaplayan tabakanın hormonal etkiyle kabarıp dökülmesidir. Kadında menstrüasyon, ergenlikle başlayarak menopozda sonlanacak şekilde üreme çağı boyunca devam eder.

Hormonların etkisiyle ergen kızlarda önce memeler büyümeye başlar, sonra genital bölgede ve koltuk altında tüylenmeler artar. Memelerin büyümeye başlamasından bir yıl sonra ilk adet kanaması görülecektir (menarş).

 Menarş genellikle 9-14 yaşları arasındadır. Menarştan sonra ilk iki yıl içinde foliküllerden salgılanan östrojenin etkisiyle rahim iç tabakası düzensiz dökülecektir. Adet kanamaları erken veya geç olabilir, haftalarca sürebilir.

Düzenli menstrüel kanama 28 günde birdir ve 21-35 gün arası normaldir. 2-7 gün arası kanama olması (ortalama 3-5 gün) doğaldır. Kanama miktarı 50 ml  (20-80 ml arası) dır. Normalde rahim içinde pıhtılaşmayı engelleyen maddeler salgılandığı için adet kanamaları pıhtısızdır. Kanama miktarı arttıkça bu maddeler yetersiz kalacağından pıhtılar görülmeye başlayacaktır.

Kanama düzensizlikleri hormonal nedenlere bağlı olabilir.

Beyni ve psikolojik yapıyı etkileyen tüm nedenler (hava değişimi, yorgunluk, stres, kilo alıp verme, egzersiz) gibi nedenler menstrüel düzeni etkileyebilirler.

Hipofizi etkileyen hormonlar da adet düzenini etkileyen nedenler arasındadır. Örneğin göğüsten süt gelmesini sağlayan prolaktin hormonu emzirme dışında da adeti geciktiren en sık nedenler arasındadır. Tiroit hastalıklarının (guatr) adet düzensizliklerine neden olduğunu hepimiz bilmekteyiz. . Bu dokuları etkileyen bir çok ilacın ve hormonun da menstrüel düzeni etkilediğini bilmekteyiz. Nadir de olsa beyin ve hipofiz tümörleri de ayırıcı tanı da unutmamak gerekir.

Yumurtalıklara baktığımızda; polikistik over sendromunun adet düzenini en çok etkileyen hastalık olduğunu görürüz. Toplumun 1/10’ini etkileyen bu sendromda tanı ultrasonografi ile her iki yumurtalıkta ondan fazla 3-5 mm çapında folikülün inci tanesi şeklinde dizildiğini görmekle rahatlıkla konabilir. Az gelişmiş bu foliküller testosteron ve östrojen salgılayacaktır.. Testosteron düzeyi yüksek olan bu olgularda tüylenme oranı da fazla olacaktır. Bu olgular genellikle diyabet eğilimlidirler.

Kilo alma eğiliminde olabilirler. İnsülin direncini etkileyecek metformin gibi ilaçlar önerilebilir.

Çocuk istedikleri dönemde bu olgular yumurtlamayı takviye edici ilaçlarla desteklemek gerekebilir ve kilo vermeleri tavsiye edilmelidir.

Hormon salgılayan iyi ve kötü huylu bazı yumurtalık tümörleri kanama düzensizliklerine neden olabileceklerdir.

Herhangi bir organik patoloji olmayan uzun süreli adet düzensizliklerinde tıbbi sakınca yoksa kullanılabilecek en iyi tedavi edici ilaçlar doğum kontrol haplarıdır.

Hapların etkisinde ayrıca çatlayamayan foliküllerin oluşturduğu kist riskleri %75 oranında azalacak, yumurtalık kanserleri de %50 oranında daha az görülecektir. Östrojen hormonuna bağlı miyom dediğimiz iyi huylu rahim urları %30 oranında daha az karşımıza çıkacaktır. Yumurtalık ve rahim içi kanserinden koruyuculuk kullanım bittikten sonra 25 yıl daha devam edecektir.

Doğum kontrol haplarını, 35 yaş üstü fazla sigara içenler, yüksek tansiyon ve şekeri olanlar, tromboz ve pıhtılaşma riski olanlar dışında menopoza kadar yıllarca ara vermeden kullanılabileceğini vurgulamakta fayda vardır.

Polip dediğimiz rahmin ağzındaki et benleri de kanlı akıntı nedenleridir. Polipler rahmin ağzında ya da rahmin içinde bulunabilirler. Kötü huylu olmamakla birlikte bunlar küretajla çıkarılmalıdırlar.

Östrojen etkisinde kalmış rahim iç tabakasının hiperplazi dediğimiz değişiklikleri rahim içinden gelen organik kanama düzensizliklerinin en önemli nedenleri arasındadır. Rahmin iç tabakasına bası yapan  iyi huylu urlar olan myomlar da düzensiz kanamaların başlıca nedenidir. Rahmin kas tabakasında olan miyomlarda rahmin kasılmasını etkileyerek kanama miktarını uzatıp arttırabilirler.

Ayrıca bazı ilaçlar ve kanama-pıhtılaşma bozuklukları kanama düzenini bozacak organik nedenler arasındadır.

Hormonal düzensizliklere bağlı kanamalar, rahim iç zarının erken veya geç dökülmesi şeklinde olup uzamış ve düzenli kanamalardır. Organik kanamalarda ise belirli bir düzen yoktur, kanamlar fazla olabilir, değişik miktar ve düzensizlikte olabilir.

 

Gebelikten korunma yöntemleri ile kanamalar;

Rahim içi araç kullananlarda adet kanamaları uzun ve fazla olacaktır. Progesteron içeren rahim içi araçla, başlangıçta uzun kanlı akıntılar ve düzensiz kanamalar olacak, belirli bir süreden sonra kanamalar azalacak ve gecikmeye başlayacaktır.

Yine sadece progesteron içeren cilt altı implant ve üç aylık enjeksiyonlarda aynı şekilde ilk altı ayda adet düzensizlikleri görülecek, daha sonra da aylar süren adet gecikmeleri olacaktır. Östrojen+progesteron içeren doğum kontrol hapı, aylık enjeksiyon, vajinal halka kullananlarda adet gecikmeleri ve adet düzensizlikleri daha nadir görülür. Menstrüel kanamalar bu kadınlarda daha azdır. Menstrüel düzensizliklerin tümü gebelikten koruyucu yöntem kullananlarda görülecek demek değildir. Hangi yöntemi kullanırsak kullanalım ilk üç ayda oluşabilecek kanama düzensizlikleri genellikle normal kabul edilebilir.

Menopoz öncesi dönemde yumurtalıktaki folikül azalacak ergenlik dönemindeki gibi sadece östrojen etkisinde (bazı aylarda yumurtlama, corpus luteum ve progesteron olmadan) disfonksiyonel kanamalar tekrar ortaya çıkacaktır. Bu dönemde de adet kanamalarında gecikmeler olabilir, ek tedaviye gerek yoktur ancak tek tük yumurtlama olabileceğinden gebelik riski ekarte edilmelidir ve gebelikten koruyucu yöntemlerle önlem alınmalıdır.

Üreme çağının her döneminde kanama olsa bile gebelik ve dış gebelikler mutlaka ekarte edilmelidir. Bir yıl adet görmeyen kadına menopoz tanısı konabilir.

Menopoz  ortalama 48-52 yaş arasındadır. Yumurtalıklarda foliküller kalmamıştır, yumurta çıkmaz, çocuk olmaz, östrojen yoktur, adet gelmez.

Menopozdan bir yıl sonra ortaya çıkan kanamalarda rahim içi kanseri karşımıza çıkabilir. Bu nedenle küretajla rahim içinden mutlaka örnekleme yapılmalıdır. Menopozda östrojen eksikliğine bağlı vajen dokusunda incelme (atrofi) bu dönemdeki kanlı akıntıların başlıca nedenidir. Östrojenli lokal pomadlarla rahatlıkla tedavi edilebilir.

 

 

Fener Mah. Tekelioğlu Cad.

1950 Sk. No:2 Kat:4 D:10 Working Plaza Muratpaşa / Antalya

0 539 778 33 66

Whatsapp Randevu Hattı

iletisim@drmineerdoganyilmaz.com

E-Posta